17 Kasım 2009 Salı

COĞRAFİ KONUM
















COĞRAFİ KONUMU:
İzmir körfezinin batısında, Urla yarımadasının kuzeye doğru uzanan parçasıdır. Güneyde Urla ilçesi,batı ve kuzeyde Ege Denizi, doğusunda da İzmir Körfezi ile çevrilidir. Akdağ'ın kuzey yamacında yer alan Karaburun kırsal nitelikli küçük bir balıkçı kasabası görünümü taşır ve İl merkezi İzmir'e 109 km uzaklıktadır.
JEOLOJİK YAPI:
Ekseninde ikinci zaman kalkerleri ve çevresinde volkanik arazi sıralanır. Yarımada da vadiler ve ovalar kalker ve andezitlerden oluşan dağlarla çevrilmiştir. Mezozoik yaşlı kristalin kalkerlerinden oluşan Kuraka yarımadası haşin bir topografya gösterir. Eğim değerleri bir çok yerde %500 civarında değişir, çıplak görünümlü kalker satıhlar üzerinde muhtelif şekiller gösteren pürüzler vardır. Jeolojik yapı bakımından alüvyonlar ile örtülü yerler daha çok deniz kıyısındaki düzlüklerdir. Bunların arasında gördüklerimiz Balıkıova iskelesi, Çiftlik köy bunlar ile kaplıdır. Karaburun yarımadasındaki körfezlerin her iki kıyısında neojen tüf ve kalkerleri görülür, böylece bütün bu körfezlerin neojen zamanda veya daha sonra meydana geldiği söylenebilir.














Akdağ

FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ:
Urla yarımadasının kuzey kesimini oluşturan Karaburun yöresi deniz kıyısından ani yükselen tepelerle gerek eğim değerlerinin fazla oluşu gerek kütlevi bir görünüme sahip olmasından ötürü özellik taşır. Eğimlerin %300 e yaklaştığı yarımadanın orta kesiminde kuzey güney doğrultusunda Akdağ (1.218 m) uzanır. Bu dağlık kütle güneye doğru hafifçe alçalarak fakat hiç kesintiye uğramadan güneye kadar devam eder. Kuzeyde 1200 m.yi geçen kütle güneyde 700 m. Civarında değişim gösterir. Kıran dağ 662 m. , Kaneli Dağ 665 m., Veli Dağ 602 m. Bu yörenin en yüksek kısımlarını oluşturur.

YER ALTI ZENGİNLİKLERİ İlçe topraklarında Manastır köyü yakınlarında cıva madenleri bulunur. Yeraltı suları: Yarımadanın büyük bir bölümü litolojik yapı nedeni ile yer altı suyu bakımından zengin değildir. Karaburun yarımadasının Gülbahçe köyünün 200 m uzağında Gülbahçe Ilıcası bulunur. Kaynayan suyun miktarı azdır ve sıcaklığıda 17,5 C dir. Litrede anyon ve katyon miktarı 42.9 gr dır.

AKARSULAR VE DERELER:
Faylanmalarla kırılmış ve yükselmiş olan yüzeyler üzerinde oluşan akarsu şebekeleri bünyeye uygun topografik şekilleri meydana getirmiştir. Akdağ'dan kısa akışlı birkaç dere kaynaklanır. Boyları fazla uzun olmayan bu akarsular sahada derin vadiler oluşturmuş ve yöreyi çok parçalamıştır. Daimi akışı olan iki akarsuyun birincisi yörenin batısında Parlak koyunun gerisindeki yamaçlardan doğar. Sazadin Deresi olarak isimlendirilen akarsu Salman köyü yakınlarında hafifçe güneye döner ve Meşeli çevresinde derin bir boğaza girer. Sazadin deresi Denizgiren yakınlarında geniş bir aluvyal kıyı oluşturarak denize dökülür. Yatağında her mevsim su bulunur. Bu yörenin daimi akışı olan ve en büyük akarsuyu olarak bilinen Camiboğazı Deresi ise Harlık dere, Değirmendere, Karan deresi ve İris gölünden beslenir. Bozdağ, Pirenli dağ ve Akdağ yakınlarından küçük dallar alan akarsu bu sahada sayısız küçük eğim kırıklarından çavlanlar yaparak akar. Birleşen bu küçük kollar tek akarsu halinde derin bir boğazla eski Karareis köyüne gelir.














Badembükü

İKLİM:
Karaburun yarımadasının iklim koşulları Batı Anadolu' nun Ege kıyı kesiminin iklim koşullarına yaklaşık değerler gösterir. Yazlar sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Genel olarak Karaburun yarımadasında sıcaklık dağılışına bakıldığında ortalama yıllık sıcaklık 17 C dir. Yağış dağılışındaki bir özellik, Karaburun yarımadasında yağışın yüksek bir değer göstermesidir. ( 783 mm. ) Yağışların en kurak
Badembükü

olduğu yıllarda bile 750 mm. Nin altına düşmemesi bu yörenin iyi yağış aldığını gösterir. Karaburun'da iklimsel ve topografik özelliklerden dolayı güney ve kuzeydoğu rüzgarları hakimdir. Yıllık ortalama rüzgar hızı 3.6 m/sn dir.

















BİTKİ ÖRTÜSÜ - FLORA:
''Mimas ile Erythrai arasında, zengin av hayvanları ve ormanlık ile kaplı yüksek bir dağ olan Mimas uzanır '' Strabon

''Bir Karaburun vardır ki ol buruna Kesendere burnu derler. Mezkur burundan Kumburnuna varana cümle çam ormanıdır.'' Piri Reis

Karaburun yarımadası yöresinde orman alanlarının yüksek yerlerde tutunabildiği ve büyük kısmının yok olduğu yerini maki elemanlarına bıraktığı görülür.

''...Toy oğlun taşkınlığına insanoğlu şaşakaldı. Yalaz, yalazdı baştancı otağı Olimpos dağı, Tanrıların tanrısı Zeus görmüştü olanları, Zeus'un şimşekleri, yıldırım olup düşürdü yakarak Phaeton'u, Kutsal Mimas'ın doruğunda ulu orman kül oldu. Mimas'ta Phaeton'un güzel bedeni karıştı, ten rengi kül yığınlarına...'
Metamor, Pioses
Bozdağ ve Akdağ yöreleri olarak tanımlanan bu yüksek sahada ormanlık alanlar göze çarpar. Bu yöredeki hakim formasyon maki elemanları tarafından oluşturulur. En fazla görülenler sandal ( Arbutus Andrachne ), melengiç (Pistacia ), kermez meşesi ( Onercus Coccifera) vb. Karaburun yarımadasının güneyinde Gülbahçe ve çevresinde genellikle zayıf bir garig formasyonu oluşturan geven, ayakakan ve kekik otu göze çarpar. Renozinaların egemen olduğu Mordoğan ve çevresinde maki türleri daha sık bir görünüm alır. Yamaçlara doğru serpinti kümeler halinde kızıl çam koruları ortaya çıkar. Karaburun ilçe merkezi civarında haşin reliefe karşın bitki örtüsünde bir yoğunlaşma göze çarpar. Bunun nedeni yağışların bu kesimde nispeten fazla olmasıdır. Karaburun yarımadasında yamaçlarda ve alçak kesimlerde Laden ( Cistus Albitus ) çok egemen olarak görülür ve baharda açtığı mor ve beyaz çiçekleri ile çıplak yamaçlara güzellik verir. Batı Anadolu'yu baştan başa gezen CHANDLER 'Travels in Asia Minör ' adlı kitabında şöyle anlatır. '' Rüzgar ile parlayan suyun yüzünden sıkı zeytin ağaçları ve ormanlar ile kaplı Karaburun güneyde çam ağaçları ve çalılıklar ile yamaçlarda çiçekler ile örtülü idi.'' Karaburun yarımadasının kuzey, kuzeybatı ve batı kesimlerinde de yoğun kızıl çam ormanlarına rastlanmaktadır. Küçükbahçe ve gerisindeki maki türleri arasında kermez meşesi, melengiç, koca yemiş ve sakız dikkati çekmektedir.














HAYVAN VARLIĞI - FAUNA:
Yarımadadaki biyolojik çeşitlılık de dikkat çekicidir. Burada 200'ün üzerinde kuş ve 380 bitki türü yaşamaktadır. Bölgenin türü tehlike altında bulunan Akdeniz foku ( Monachus monachus ) ve Avrasya Su Samurunun Lutra lutra ) da yaşam alanı olması bu bakir topraklardaki yaşam konusunda bize bir fikir veriyor.

1 yorum:

  1. Sitenizi hergün takip ediyoruz. Profesyönel blogunuzun günlük takipçisi olduk. Burun ameliyatı şirketimiz çalışmalarınızda başarılar diler.

    YanıtlaSil